Kariyerin sözlük anlamı “bireyin başlangıç yaptığı yaşamının
üretken yıllarını kullanarak geliştirdiği ve genelde çalışma hayatının sonuna
dek sürdürdüğü iş yada pozisyon” olarak tanımlanmaktadır.
Kişi açısından kariyer,
iş’ten çok daha fazla bir anlam taşımaktadır. Günümüzde yetişmiş personel ve
nitelikli insan gücünü işletmede tutabilmek ciddi bir sorundur. Bu gün
nitelikli işgücü, ancak gelişmeye açık bir kariyer yönetimi ile işletmede
tutulabilmektedir. Onun içindir ki; tüm profesyonel organizasyonlar ciddi bir
şekilde çalışanları için kariyer programları ve uygulamaları
düzenlemektedirler.
Kariyer ifadesi pek çok akademisyen tarafından
yorumlanmıştır ancak en basit manasıyla iş hayatında yürünen yol olarak ifade
edilebilir. Kariyer denilince yalnızca iş yapmak değil başarma duygusu da
anlaşılmaktadır.
Kariyer yönetiminin iyi yapıldığı firmalarda kişiler bir
süre sonra örneğin bir yıl veya beş yıl sonra nereye, hangi statüye
gelebileceklerini bilirler veya tahmin edebilirler. Bu tahmin çok önemlidir.
Çünkü bu, kişiyi işe ve kuruma bağlar, motive eder. (Fındıkçı,1999:70-71)
Kariyer yönetimi; bir
çalışanın bulunduğu konumun farkında olması, bir sonraki adımın ne olacağını
bilmesi, geleceğini öngörebilmesi ve uygun hazırlıkları yapabilmesi açısından
çok gerekli ve yararlı bir çalışmadır. Çalışanın işinde ilerlemesi bir çok
faktörle bağlantılıdır.
Bunlardan en önemlisi kişinin işinde göstermiş olduğu
performanstır. Performans değerlendirme sonucu elde edilen veriler kariyer
yönetimini uygulamada kullanılan önemli kıstaslardandır.
Kariyer yönetimine organizasyonlarda; hem birey hem de kurum
açısından ihtiyaç vardır. Günümüz rekabet koşullarında, en önemli girdisi insan
olan kurumlar rekabet üstünlüğünü ancak işgücü verimliliğini artırarak, burada
çalışanlara iyi bir kariyer vaat edip, iş tatminlerini sağlayarak
gerçekleştirebilirler.
Kuruma sağladığı faydalar ana başlıklar halinde şunlardır:
İş gücü çeşitliliğine yardımcı olmak. İş sadakatini sağlamak, yerleştirme ve
kurumsal yedeklemeyi oluşturmak, terfi edecekleri belirlemek, eşit işe eşit
ücret ile adaleti sağlamak, hedef belirlemeyi kolaylaştırmak, kurumsal
hareketliliği sağlamak gibi unsurların yanı sıra; performans değerlendirme,
eğitim ve geliştirme, ücretlendirme ve planlarla ilgili diğer sistemlerin nasıl
yapılacağı hakkında yönetime yol göstermektedir.
İç Denetimde Genel
Kabul Görmüş İnsan Kaynakları Modelleri
Görev alınan şirket birimi tarafından benimsenen insan
kaynakları modellerinin çalışanların kariyerlerinin yönlendirilmesinde ve
yönetilmesinde çok ciddi etkisi olduğu açıktır. İç denetim birimi çalışanları
için de aynı durumun geçerli olduğu varsayılmaktadır. Şüphesiz her kuruma ve
yapıya göre bambaşka yaklaşımlar geliştirilebilir ancak iç denetim literatürüne
bakıldığında yer alan ve dünyada kurumsallaşmış firmalarda uygulanmakta olan temel
olarak şu üç yaklaşım ile karşılaşmaktayız. Tüm yaklaşımların kendisine göre
avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Firmalar kurumsallaşma
aşamasında yaklaşımları deneyerek kendisinde en uygun olan formu
geliştireceklerdir.
- Rotasyon
Modeli
İç Denetçiler kurum dışından ya da içinden genelde
deneyimsiz ya da az bir deneyim sahibi olarak işe alınırlar. Belirli bir süre
(ortalama olarak iki ve dört yıl arası) İç Denetçi olarak çalıştıktan sonra da
kurum içindeki iş kollarındaki ihtiyaçlara binaen yönetici seviyesinde transfer
olurlar. Bu yaklaşımın avantajları olarak iç denetim faaliyetinin bir kariyer
gelişim fırsatı halini alması ve tüm kurumun bundan faydalanması olarak
sıralanabilir. Dezavantajları ise sürekli olarak eğitilmesi gereken bir iç
denetçi grubunun var olması ve bu döngünün sürekli sürüp gitmesi görülmektedir.
- Kariyer
Modeli
İç denetçiler kurum içinden yada dışından iç denetim
faaliyetinde kariyer yapmak üzere işe alınırlar. Bunun sağlanabilmesine yönelik
olarak büyük, hiyerarşik olarak yapılandırılmış ve çeşitli ara kademe ve
rollerin olduğu bir iç denetim faaliyeti yapısının kurulmuş olması
gerekmektedir. İdeal olarak böyle bir modelde işe alınan bir iç denetçinin iç
denetim yöneticisi pozisyonuna kadar gidebileceği bir kariyer yolunun
belirlenmiş olması gerekir. Bu yapının en büyük avantajına baktığımızda
istikrarlı ve deneyimli bir kadro yapısının kurulabilmesi görülürken dezavantaj
olarak ise belirli seviyelere yükselen iç denetçiler için kariyer olanaklarının
azalması ve bunun akabinde yerinde saymadan kaynaklı alternatif arayışlarının
ortaya çıkması görülmektedir.
- Yetkinlik
Merkezli Model
İç denetçiler belirli bir alandaki uzmanlıkları için işe
alınırlar ve sadece bu alanlarda denetim görevi yerine getirirler. Buna örnek
olarak bilgi teknolojileri, aktüerya, yatırım, çevre-sağlık, güvenlik, adli
soruşturma vb gibi alanlarda uzmanlaşmış iç denetçilerin istihdam edilmesi
verilebilir. Bu yaklaşımın avantajı ise karmaşık görevleri yerine getirebilecek
iç denetçi kadrosu her zaman iç denetim faaliyetinin elinin altında hazırdır.
İç denetçilerin yalnızca kendi alanlarında uzmanlaşmış olmaları bundan dolayı
da genel amaçlı denetimleri yapamamaları ise karşımıza bu yaklaşımın
dezavantajı olarak çıkmaktadır.
Performans Nedir?
Bir işletmede en önemli unsurun insan faktörü olduğunu kabul
ederek, çalışan bir kişinin işine, bedensel, zihinsel ve kişisel özelliklerini
taşıdığı yadsınamaz. Kişi bu özellikleri çerçevesinde, üstlendiği görevi azami seviyede
yerine getirmeye çalışır. Kişi, işinde iyi bir performans sağladığı ölçüde
ilerler, terfi yoluyla yükselir, ekonomik ve sosyal yönden fırsatlar elde eder.
Başarıdan söz edebilmek için öncelikle kişinin yerine
getireceği işi tanımlamak, bunun devamında işin gerektirdiği standartları
belirlemek, bu standartların kişinin özelliklerine uygunluğunu araştırmak
gerekir. Ancak belirtilen noktalar açıklığa kavuştuktan sonra kişinin işini
gerçekleştirme derecesi belirlenebilir. Belirtilen standartların üzerine ulaşan
kişi başarılı olarak değerlendirilirken, standartları yakalayamayan kişi
başarısız olarak değerlendirilir.
Performans değerlendirmesi, iş görenlerin işletme içinde
tarif edilen sınırlar içerisinde ortaya koyduğu başarının ölçülmesidir.
(Erdoğan, 1991:155) Performans değerlendirme çalışması ile elde edilen
sonuçlara göre kişiye yönelik başarı beklentisinin ne oranda gerçekleştiği
belirlenmiş olur. Bu bilgiler sonucunda kişinin terfi etmesine, ücretinin
artırılmasına, görevinin değiştirilmesine, işten çıkarılmasına, işinin
zenginleştirilmesine ve benzeri kararlara ulaşılabilir.
Performans değerlendirmede karşılaşılan sorunları; işe,
değerleyiciye ve değerlemeye bağlı olarak üç grupta toplamak mümkündür. İşe
bağlı hatalar: Öncelikle işten ne gibi sonuçların beklendiğini, miktarını,
kalitesini ve veri düzeyini kesinlikle belirlemek gerekir. Aksi halde,
karşılaşılacak ilk sorun, kişinin performansının hangi kriterlere göre
değerlendireceği olur. Bunun yanında çalışma prosedürleri veya iş talimatları
türünde düzenleyici bilgileri olmayan, önceden planlanmamış işleri de
değerlemek oldukça güçtür.
Değerlemeyi yapan kişilerden kaynaklanan sorunlar: Yönetici
veya değerlendirmeyi yapan kişinin öznel yargılarının değerlemeden uzak tutmak
çok zordur. Değerleyiciler, bu yöntemi uygularken öncelikle şahsi fikirlerinden
ve önyargılarından arındırılmalıdır. Değerleyicilerin düştükleri hatalardan bir
diğeri; iş görenlerin yaş, cinsiyet ve unvanlarını göz önüne alarak
değerlendirme yapmalarıdır. Değerleyici hatalarından biri de sonuçlarda
bireysel eğilimin yer almasıdır.
Değerleme sisteminden kaynaklanan sorunlar: Değerleme
sisteminin yapısından kaynaklanan sorunları üç başlık altında toplayabiliriz.
- İşletme
yapısına ve boyutlara uymayan sistem
- Bulunan
sonuçların diğer yöneticiler tarafından kabul edilmemesi
- Sistemin
organizasyon amacına uymaması, işe göre değişmemesi
Değerlendirmeyi yapan yetkililerin farklı unsurlardan dolayı
karşılaştıkları tolerans-katılık, hale etkisi, tam nesnel olamama,
değerlendirme standartları sorunları, süreçten kaynaklanan hatalar, sistem
hataları, tek yönlü ölçüm hataları, ortalama eğilim hatası, odaklanma hataları,
yakın geçmişteki olaylardan etkilenme, pozisyondan etkilenme ve kişisel
önyargılardan kaynaklanan hatalar gibi literatürde yer bulan değerlendirme
bozuklukları bulunmaktadır.
Performans
Değerlendirme Yöntemleri
İş görenlerin performansını değerlemek amacıyla çok çeşitli
yöntemler geliştirilmiş ise de, her yönetici ve her örgütün kendi ihtiyaçlarına
en uygun sistemi geliştirme çabası içine girişmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Müspet ve menfi pek çok hususu içermekle birlikte literatürde değerlendirme
yöntemleri şu şekilde görülmektedir.
- İkili
karşılaştırma ve sıralama yöntemleri
- Standart
puanlandırma cetveli yöntemi
- Davranışa
dayalı puanlandırma cetveli
- Grafik
değerleme tekniği
- Zorunlu
seçim yöntemi
- Zorunlu
dağıtım yöntemi
- Derecelendirme
ve puanlama yöntemi
- İş
boyutu ölçeği
- Kritik
olay yöntemi
- Kontrol
listeleri yöntemi
- Amaçlara
göre değerleme yöntemi
- İş
standartları tekniği
- Serbest
anlatım yöntemi
- Değerleme
merkezi yöntemi
- Öz
değerlendirme yöntemi
- Takım
bazlı performans değerleme yöntemi
- 360
derece yöntemi
Uzun uzadıya listelemek mümkün, görüleceği üzere pek çok
bilimsel değerlendirme yaklaşımı geliştirilmiş, her kurum ve örgüt kendisine
uygun olanı seçmeye veya oluşturmaya gayret etme eğilimindedir. Ancak
bilimsellikten çok fazla uzaklaşmak nesnelliğin kaybolmasına şahsi fikirlerin ön
palan çıkmasına sebep olacaktır.
Tüm değerlendirme yaklaşımlarında performans değerlendirme
görüşmeleri ön plana çıkmaktadır. Bu görüşmelerde samimi bir hava
oluşturulmalı, hedefler açık şekilde ortaya konulmalı, yöneticinin
değerlendirmesinin yanı sıra personelin öz değerlendirmesini yapması
sağlanmalıdır. Bu görüşmelerde etkili iletişim ile çift yönlü olarak gelecek
planları şekillendirilmeli ve mutlaka belgelendirilmelidir. Performans
hedefleri üzerinde uzlaşma sağlamak
Yapılacak performans değerlendirme görüşmelerinde şu
hususlar özellikle amaçlanmalıdır. Görüşülen elemanın özellikle güçlü olduğu
yönleri saptamaya çalışılmalı. Düzeltilmeye ihtiyaç duyulan performans
alanlarını saptanmalı. Görüşülen elemanla birlikte, performansın daha iyi hale
gelmesi için planlar yapılmalı ve gelecek değerlendirme döneminde o
elemanlardan nasıl bir performans beklendiği ortaya koyulmalıdır.
Performans değerlendirme görüşmelerinin içeriğinde şu
hususlar bulunmalıdır.
•
Elemanın performansının olumlu yönleri
•
Elemanın performansının aksayan yönleri
•
Geçen görüşmede saptanan hedefler ve bunların
mevcut performansla karşılaştırılması
•
Performans durumunu gösteren açık seçik örnekler
•
Performansın daha iyi hale gelmesi için
yapılması gerekenler
•
Elemanın kendisini geliştirmesi için
yapılabilecek yardım
•
Elemanın saptanan hedeflere varabilmesi için
sağlanacak destek.
Görüldüğü üzere kariyer yönetimi ve performans değerlendirme
arasında ayrılmaz bir bağ bulunmaktadır. Kariyer planlamasının yapılabilmesi
noktasında değerlendirme ayrılmaz bir unsurdur. Büyüyen firmalarda çalışan
sadakatinin sağlanması ile sürdürülebilirliğin yakalanması için insan unsuru
vazgeçilmez olduğu kadar üzerinde bilimsel olarak çalışılması mecburdur.
Kaynaklar:
AYDEMİR,
Nilgün (1995); “2000’li Yıllara Doğru Özel
Sektör İmalat Sanayiinde İnsan
Kaynakları Yönetimi ve Kariyer
Arayışları”, TÜGİAD, İstanbul.
DEMİRBİLEK,
Tunç (1994); “Örgütlerde Kariyer Danışmanlığı
Hizmetleri”, Dokuz Eylül
Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:
9, Sayı: ll, ss. 71- 85.
ÖZKANLI,
Özlem (1995); “Personel Politikalarının
Belirlenmesinde Performans
Değerlemenin Yeri ve Ülkemiz Büyük Sanayi
İşletmelerindeki Uygulama”, Doktora Tezi,
Ankara.
ÜNVER, Yeşim
(2005); “İşletmelerde Kariyer Yönetimi ve Performans Değerlendirme Sistemleri”
Ankara
YILDIZ,
Ümit (2001); “İşletmelerde ve Kamu
Kurumlarında Performans Değerlendirme ve
Kariyer
Yönetimi” (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Osm
Yorumlar
Yorum Gönder