İç denetimin önünde çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Bu zorlukları
anlamak için teknolojide meydana gelen değişikliklerin ve ilerlemelerin
mesleğin icrası için gerekli becerilerin önceki yüzyılda beklenen alanlardan
daha fazlasını kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği yönündeki haber
kaynaklarını okumak yeterlidir. İç denetim, yönetim kurulu toplantı odasından
ön safhalara kadar işin her alanına dokunmaktadır. Böyle geniş kapsamlı bir
alan paydaşların beklentilerinde – denetim plan kapsamı veya gerekli uzmanlık
alanları bakımından - boşluk olması ihtimalini giderek artırmaktadır
İç denetim işlevinin olgunlaştığı ve İDY’nin yerleşik kontrollerden
emin olduğu bir ortamda danışma hizmetleri alanında genişleme şansı tabi ki
daha fazladır. Güvence hizmetleri iç denetimin temel işlevi olmakla birlikte,
etkin kontrol edilen ve çalıştırılan süreçlerin uygulanabilmesi için danışma
hizmetleri de gereklidir. Daha önce Şekil 1’de gösterilen sürdürülebilir kaynak
düzeyleri, iç denetimi bu role güvenli bir şekilde yerleştirmelidir.
Paydaşlarla
kurulacak bir danışmanlık ilişkisinde kurumun karşılaştığı kritik riskleri ve
ortaya çıkabilecek riskleri tanımak gereklidir. Bu konuda Sprint CFO’su Joe
Euteneuer PwC’ye şöyle demektedir: “İç denetim riskleri öngörmek,
değerlendirmek ve yönetmek konusunda bize yardımcı olmada proaktif bir rol
üstlenmelidir. İç denetimin günlük gerçekleşen işlemleri yöneten işkolları ile
işbirliği halinde olması ve şirketin genel yararı için risklere ve kontrollere
ilişkin görüşler sunan bir “fikir deposu” olması beklenmektedir.” Burada
karşımıza çıkan soru şudur: İç denetim güvenilir bir danışman nasıl olacaktır?
Bu konuda ilerlemek için gerekli olan beş strateji dikkatinize sunulmaktadır:
Ana Paydaşların Beklentileriyle Uyumun Geliştirilmesi
Stratejik iş riskleri, paydaşlar
arasındaki en önde gelen endişe kaynağıdır. Tablo 1’de de gösterildiği gibi IIA
Araştırmasına katılan İDY’ler hem denetim komitesinin hem de yönetim kadrosunun
riskleri sınıflandırırken en tepeye stratejik iş risklerini koyduğuna
inanmaktadırlar. Daha özgün bir anlatımla, denetim komitesinin en çok önem
verdiği ilk beş riski tanımlayan katılımcıların % 37’si en az bir stratejik iş
riski kategorisini işaretlemiştir. Yönetim kadrosunun en çok önem
verdiği ilk beş riski tanımlayan katılımcıların da % 47’si en az bir stratejik
iş risk kategorisini işaretlemiştir. Bu bağlamda, iş stratejisi denetim
planının görece küçük bir bölümünü (%8) kapsamaya devam etmesine karşın bu
konunun sahip olduğu ağırlık artmaktadır (Şekil 2).
Tablo 1: 2014
yılında denetim komiteleri ve yönetim kadrolarının en fazla önem verdiği ilk
beş riske ilişkin risk kategorileri
Kaynak: PwC İç Denetim Mesleğinin Durumu Araştırması, 2014
İkinci ve Üçüncü Savunma Hatlarını Koordinasyonunda
Liderlik Rolünü Üstlenme
IIA, ana paydaşları yönetim kontrolleri, risk yönetimi
ve iç denetimden oluşan üç hatlı bir savunma modeli üzerinden eğitmeyi
savunmaktadır. Bu modeli anlatma ve diğer güvence hizmeti sağlayanlarla
koordinasyonu sağlama işlemi şu ana kadar yavaş ilerlemektedir. Şekil 5’te de
gösterildiği gibi IIA anketine katılan İDY katılımcıları bu üç savunma hattının
birbiriyle çakıştığını belirtmektedirler: İDY katılımcılarının % 36’sı
kurumlarında bu üç savunma hattı arasında belirgin bir biçimde tanımlanmış
ayrımlar olduğunu söylerken, geriye kalan % 64 oranında İDY katılımcısının tümü
kurumlarının orta düzeyde belirgin veya hiç belirgin olmayan bir ayrıma sahip
olduğunu söylemektedir.
Güvence Sağlayıcılarla İlişkisine Yönelik Çerçeve başlıklı IIA-İspanya
Danışma Belgesinde yer alan “Bağımsız güvence sağlayıcılar, nihayetinde üçüncü
savunma hattına özelde de iç denetime güvenirler. “ hükmüne uygun hareket
etmelidir.
Savunma hatları arasındaki işbirliği ve etkinliği geliştirerek iç
denetim, kuruma sağladığı değeri artırmak için temel bir adım atabilir. IIA
Başkanı ve CEO’su Richard Chambers’a göre “İDY, herkesi kendi hattında tutmak
ve kapsama alanında boşluklar ya da tekrarlar olmamasını sağlamak için liderlik
rolü üstlenmelidir.”
Her bir birim için belirgin roller oluşturarak ve işbirliğini
geliştirerek kurumlar, tüm iş alanına ilişkin riskleri tanımlama ve yönetme
yeteneklerini büyük ölçüde geliştirebilirler. Daha da önemlisi kapsama alanına
ilişkin boşlukları en az düzeye indirebilirler, tekrarlayan çabaları ortadan
kaldırabilirler ve kaynakları daha etkin bir biçimde kullanabilirler.
Bunu başarmak için PwC şunları tavsiye eder:
• Bilgi
paylaşımını sağlamak ve en üstte yer alan risklere ilişkin uyumu yakalamak
için iç denetim ve risk yönetimi grupları arasında düzenli toplantılar yapmak,
• Kurumun tümünü kapsayacak bütünleşik bir risk görünümü oluşturmak.
İç Denetimin Kritik Stratejik Ticari Riskleri Ele Alma Kabiliyetinin
Geliştirilmesi
Ayrı ayrı yapılan araştırmalarda hem İDY’ler hem de paydaşlar benzer
alanlara ilişkin endişelerini belirtmişlerdir. IIA araştırmasına katılan
İDY’ler, paydaşların en çok dikkatini çektiğini düşündükleri spesifik riskleri
belirtmişlerdir. Bu risk alanlarının yaklaşık % 60’ı şu dört risk kategorisi
altında toplanmaktadır: stratejik iş riski, operasyonel, uygunluk ve bilgi
teknolojisi.
Benzer biçimde, KPMG araştırmasındada yönetim ve denetim komitesi
üyeleri iç denetçiler tarafından daha iyi ele alınması gereken ve gündemde yer
alan konuları belirlemişlerdir (Şekil 6). Paydaşların iç denetçilerden daha
fazla vakit ayırmalarını istedikleri alanlar şunlardır: risk yönetim süreçleri
(% 65), bilgi teknolojisi ve veri yönetimi (% 58), operasyonel riskler (% 52)
ve uyum ve yasal düzenlemeler (% 45).
İç denetim, iş
alanını ve endüstriyi doğru anladığından emin olarak bu genişletilmiş kapsama
alanına hizmet vermek için kapasitesini artırmalıdır. Kurumun karşılaştığı
veya ortaya çıkmakta olan kritik riskler nelerdir?
Stratejik iş riski alanına hareket ederken dikkate alınması gereken
noktalar şunlardır:
• Kurumsal Risk
Yönetimi – iç denetim, uygulamalarda liderlik olünü üstlenmelidir. • Sistem
Geliştirme Yaşam Döngüsü – operasyonel süreçlerde yeni sistem değişikliklerinde
iç denetimin yer alması için resmileştirilmiş bir risk süreci olmalıdır ve
merkezileştirme/standartlaştırma projeleri kurulmalıdır. • Lean ve Six Sigma
(Altı Sigma) Süreçleri – iç denetim personeli geniş bir deneyim spektrumuna
sahip olmalıdır. • Yeni çıkan teknolojiler – gerekli bilgi teknolojilerinin
kullanılması ve uygulanması lazımdır. • Yeni gelişen küresel etkileşim – iş
planına erken maruz kalmak iç denetimin daha başarılı olmasını sağlar.
Bilgi ve Beceri Kazanım StratejileriGeliştirme ve Uygulama
Chamber şöyle der: “Doğru insanı kazanmak son nokta değildir,
araçtır.” “Doğru insanı kazanmak kurumda riskleri tam kapsamlı ele almak için
gerekli bilgi ve beceriye sahip olmak için bir araçtır.” Geniş kapsamlı
karmaşık risklerle karşılaşılan kurumlarda, İDY personelin bilgisi ve becerisi
arasında boşlukların olduğunu tespit eder. İç denetim ancak paydaşların
beklentileriyle uyumlu hale geldikten ve birlikte yeni öncelikleri tespit
ettikten sonra bunları etkili bir biçimde ele alma kapasitesini
değerlendirebilir. Bu tür bir değerlendirme, geleneksel personel sayımının çok
ötesinde gerekli insan kaynağı ve yeteneklerin varlığı veya yokluğunu tespit
eden bir çalışmadır.
PwC araştırmasına yanıt veren üst yönetim üyelerinin yarısından
daha azı (% 49), iç denetimin kendi ihtiyaçlarına uygun yeteneğe ve uzmanlık
alanına sahip personeli alma, eğitme ve/veya bu konuda kaynak bulma konusunda
iyi olduğunu belirmektedir. PwC Raporu şöyle demektedir: “Beklentilerin
karşılanmasında doğru beceri modeli gerekli olduğu için paydaşların beceri gelişimi
ve iç denetimin genel performansına ilişkin görüşleri arasında böyle bir
korelasyon olduğundan şüphe yoktur.” Bu boşluğu kapatmanın çeşitli yolları
vardır: Birlikte kaynak bulma, işe alma ve eğitim. Temel nokta boşluğu
tanımlamak ve kapatmaktır.
Bu tür yetersizlikler,
şirketlerin iç denetim işlevini nasıl inşa ettiğini yeniden tanımlamaktadır.
Şekil 7’de de gösterildiği gibi, IIA araştırmasına katılan ve küresel düzeyde
hizmet veren İDY’lerin sadece % 28’i muhasebe becerilerinden dolayı işe alım yapmaktadır.
Buna kıyasla, hem iş zekası hem de endüstriye özgü bilgi katılımcıların % 36’sı
tarafından aranmaktadır. – Sırasıyla % 75 ve % 58 oranında yanıt alan analitik
düşünce ve iletişim becerilerinin de işe alınmada aranan en yaygın özellikler
olduğu da dikkate değer bir veridir.
Protiviti
raporunda bu becerilerin teknik becerilerle dengeli bir şekilde işlev içi ve
dışı ve kurum içi ve dışı ilişkileri artırmaya yardımcı olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca rapor şöyle sonuçlanmaktadır: “Daha derin, daha anlamlı işbirliği iç
denetçilere uzun öncelik listelerinde yer alan hemen hemen her konuyu ele
almada yardımcı olabilir. İş ortamında derin ve yapıcı ortaklıklar geliştirerek
ve bunları koruyarak iç denetçiler, uzmanlıklarını stratejik kararlarda
-yeterli düzeyde proaktif davranarak - önceden uygulayabilirler. “
Denetim Komitesi ve Yönetim Kadrosunun Güveneceği Bir
Danışman Olma
Sonuç olarak burada önerilen nihai strateji mesleğe ilişkin hâlihazırda
elde edilebilir olan bir fırsatı özetlemektedir. İDY’ler paydaşlarla danışmalık
ilişkisi kuracak iyi ve yeterli becerilere sahiptir ve daha da önemlisi onları
ortaya çıkan riskler ve geçiş faaliyetleri için eğitebilirler. Böyle bir
rehberlik, özellikle denetim komitelerinin artan iş yükünün kapasiteleri zorladığı
dönemlerde hoş karşılanacak ve değerli olacaktır. KPMG araştırmasına katılan
denetim komitesi üyelerinin % 40’ından daha fazlası temel görevlerine ilaveten
gündemde olan büyük riskleri öngörmenin giderek zorlaştığını belirtmektedir
(Şekil 8). Aslında, her dört kişiden biri sorumlulukları yeniden tahsis
etmektedir ve hatta bazıları özellikle bazı belirli riskleri ele almak için
yeni komiteler oluşturmaktadır [örneğin uygunluk (% 5) veya teknoloji (%
4)].İDY’lerin iletişimi ve eğitimi teşvik etmede sergiledikleri liderlik
rolünün yeterince üzerinde durulmamaktadır. Bu durum hem gerçek bir risk hem de
bilinmeyen bir risk gibi algılanan teknoloji gibi konuları ele alırken
özellikle daha doğrudur. Bu durumda, iç denetim aşağıda sayılan adımları atarak
şeffaflığı sağlayabilir ve denetim komiteleriyle amaçların uyumlaştırılmasını
sağlayabilir: • En üstte yer alan riskleri yeniden değerlendirmek için kurul ve
üst yönetimle düzenli toplantılar yapmak, • Kurumun BT birimiyle güçlü
ilişkiler kurmak, • Kurul üyeleri ile CIO arasında doğrudan doğruya diyalog
kurulmasını sağlamak, • BT altyapısı ve işlemlerini denetlemek.
Bu bağlamda IIA Küresel Yönetim Kurulu Kıdemli Başkan Yardımcısı
Antonvan Wyk şöyle demektedir: “Bildiğimiz dünya değişiyor, dolayısıyla iç
denetimin üstlendiği rol de değişiyor ….Çok katlı bağımlılıkların ve etkilerin
tanınmasında, bütünleşik düşünme ve raporlama, resmileştirilmiş paydaş varlığı,
yıllık bütünleşik raporu kavramları iç denetimin işe bakışını bölünmez bir
bütün halinde sunmanın yollarıdır.”
Böyle proaktif
strateji tavsiyeleri sunmak nihai hedeftir. Bu rapor boyunca da anlatıldığı
gibi kurumun kritik hedeflerini öğrenerek, bunlarla uyumu sağlayarak, çok
çeşitli becerilere sahip bir ekip oluşturarak ve işbirliği yaparak başarıdan
ötesi yapılabilir. Bu tür adımların atılması sadece iç denetimi korumaz, aynı
zamanda olması gerekene (Güvenilir Danışman) doğru onu evrimleştirir.
Yorumlar
Yorum Gönder